Τουρκόφωνο αφιέρωμα στην Υπεραγία Θεοτόκο με αφορμή την εορτή της Ζωοδόχου Πηγής. Επιμέλεια Α. Α. (ευχαριστούμε και ευχόμαστε να έχει πάντα την ευλογία της Παναγίας μας). Για την εορτή της Ζωοδόχου Πηγής δείτε ελληνικά εδώ & εδώ.
Balıklı Ayazması
Το προσκύνημα του Μπαλουκλί (Ζωοδόχος Πηγή)
ortodokslartoplulugu.org
Asıl adı “Zoodohos Piyi” dir.”Yaşam bağışlayan kaynak” anlamına gelir.Meryem Annemize ithaf edilmiştir ve İstanbul’un en tanınmış ayazmasıdır.Silivrikapı dışında,Merkezefendi ve Silivrikapı merzarlıkları arasından, Kozlu-Ayazma yolu üzerindeki Balıklı Meryem Ana Rum Ortodoks Manastırı içinde bulunur.
II.Mahmud’un 1833 tarihli fermanı ile ayazma yanına büyük kilisenin yapımına izin verildi. Avluya giriyoruz.
Karşımızda
kiliseyi görüyoruz.Soldaki iki katlı bina cenaze törenleri toplantıları
ve diğer özel günlerde yemek verilmesi için kullanılan hizmet binası.
Sağımızda arkada görülen iki katlı bina rahibelerin kullanımına ayrılmış. Soldaki tek katlı bina ayazmanın girişi.
Ayazma ve
kilisenin ilk defa 5.yüzılda imparator I.Leon tarafından inşa
ettirildiği kabul edilir. Kaynaklara göre henüz sıradan bir genç olan
Leon bir yaz günü bu çevrede dolaşırken kendisini gölge bir yerde su
içmeye götürmesini isteyen ihtiyar,kör bir adama rastlar.Çevrede su
kaynağı göremeyen Leon’a ilahi bir ses su kaynağını tarif eder.Bu su ile
yüzlerini yıkamaları durmunda kör adamın gözlerinin açılacağını ve
kendisinin de imparator olacağını söyler.Yüzlerini yıkarlar, mucizevi
bir şekilde körün gözleri açılınca Leon orduya yazılır. Genaralliğe
kadar yükselir. Sonuçta 457 tarihinde imparatorluk taçını giyer.
560
yılında ayazma imparator I.Justinianos tarafından ihya edilir ve küçük
şapel eklenir.705,741,787,869 tarihlerinde şehri ele geçirmek isteyen
ordular ve depremler sonucu zarar gören ayazma ve kilise tamir
ettirilir.924 ‘de Bulgar-Slav orduları ve 1204’de Latin orduları
tarafından tahrip edilen ayazmanın çevresindeki halk 1422 ‘de bu bölgeyi
terkederek sur içine taşınır.1727’de III.Ahmed’in izniyle tekrar
kullanıma açılır.1894’deki deprem ve 6-7 Eylül yangını tarafından zarar
gören ayazma son olarak 1960’ta onarılır.
Ayazmanın mahzen kısmı tonozla örtülüdür.Sağda kaynak suyunun dört çeşme ile aktığı havuz,solda mermer ikonastasis yer alır.Tavan ve duvarlarında kalem işi süslemeler bulunan mahzen çeşitli ikonlarla donatılmıştır.
Havuzda renkli balıklar bulunur. Kırmızılı siyahlı balıklar bir efsane konusudur:Fetih günlerinde ayazma yakınında balık kızartan bir adama Türklerin şehri ele geçirdiği söylenince adam şöyle yanıt verir:”Şu tavadaki balıkların sıçrayarak tekrar canlanacaklarına ne kadar inanırsam.Türk lerin şehri aldığını da o kadar inanırım!” Bunun üzerine balıklar canlanarak havuza sıçrarlar. Ayazmaya ismini bu balıklar verir.
Ayazmanın mahzen kısmı tonozla örtülüdür.Sağda kaynak suyunun dört çeşme ile aktığı havuz,solda mermer ikonastasis yer alır.Tavan ve duvarlarında kalem işi süslemeler bulunan mahzen çeşitli ikonlarla donatılmıştır.
Havuzda renkli balıklar bulunur. Kırmızılı siyahlı balıklar bir efsane konusudur:Fetih günlerinde ayazma yakınında balık kızartan bir adama Türklerin şehri ele geçirdiği söylenince adam şöyle yanıt verir:”Şu tavadaki balıkların sıçrayarak tekrar canlanacaklarına ne kadar inanırsam.Türk lerin şehri aldığını da o kadar inanırım!” Bunun üzerine balıklar canlanarak havuza sıçrarlar. Ayazmaya ismini bu balıklar verir.
Ayazma
her gün sabah 08.30 ile 16.30 saatleri arası ziyarete açıktır.Havuz
kenarında , merdivenler üzerinde küçük şişelere doldurulmuş suları
ücretsiz alabilirsiniz..Patriklerin ve önde gelen rumların mezarlarına
çıkan merdivenlerle ayazmadan ayrılıyoruz.
Kilisenin avlusunda Karamanlıca yazılı mezar taşları döşelidir.
Bazilika planlı, üç nefli 32.35 x 18.51 m ölçülerindeki kesme taştan kilise, yaklaşık 14.5 m yüksekliğindedir.
İkonostasisin
üçgen alınlığındaki Son Akşam Yemeği sahnesinin altındaki sırada Mesih
İsa’nın hayatından alınma sahneler vardır. Kuzey nef alınlığında Âdem
ile Havva’nın Cennet’ten Kovuluşu sahnesi ve dini portreler görülür.
Güney alınlıktaki İsa Mesih’ın Vaftizi sahnesinin altında İsa’nın
hayatından alınma sahneler tasvir edilmiştir.
İkonostasisin
alt kısmında, kuzey hizasında soldan itibaren Hagia Theodora, Hagios
Demetrios, Nikolaos, Hagios Elephterios, Hagios Basileios tasvir
edilmiştir. Orta nef hizasında ise Panagia Zoodokhos Pege, Meryem Ana ve
Çocuk İsa ve İoannes Prodromoz tasvirleri vardır. Güney nef hizasında
Hagios Nikolaos, Hagios Konstantinos ve Hagia Helene, Meryem ve Çocuk
İsa, Başmelek Mikhael ve Gabriel görülebilir. Tasvirler 1834 yılında
yapılmışlardır. Ambonun orta nefe bakan yüzünde İsa ve İncil Yazarları
tasvir edilmiştir. Naos Pantokrator İsa ve orta nefe bakan kemerlerin
yüzüne yapılmış Havari portreleri ile süslüdür. Naosun kuzey duvarında
İncil’den, güney duvarında ise Tevrat’tan sahneler tasvir edilmiştir.
Kaynak: http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=78065
Meryem Ana, Kutsalların Kutsalı
Γιατί οι Ορθόδοξοι Χριστιανοί τιμούμε την Παναγία.
Havva yılana Bakire Meryem ise Rab’bin meleğine inandı, inanarak işlenen günah bu kez iman inancı sayesinde ortadan silinmiştir!
Ortodoks
Kilisesi, Üçlü Birliği, Baba–Oğul-Kutsal Ruh’ta tek olan Tanrı’yı
yüceltiği gibi Meryem anayı yüceltmez ve ne Baba’ya, ne İsa Mesih’e,
nede Kutsal Ruh’a eş tutmaz.
Meryem
Anaya dair Ortodoks Teolojisi tamamen Kutsal Kitaba dayanır. Fakat
sözlü ve yazılı geleneğede değer verilir ve Tanrısallığı kabul edilir.
Bu yüzden Kilise babalarının ve Azizlerin aktardıklarıda bizlere bir çok
konuda ışık tutar. Nitekim Tanrı Söz’ünü yorumlayan Kilise Babaları ve
Azizler, Kutsal Ruh’un esini ile bunu yapmışlardır ve kesinlikle Kutsal
Yazılar’a ters düşmez.
Meryem
ananın Kutsallığı hakkında birşeyler yazmak için öncelikle onun
Tanrı’ya adanmışlığı hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Gelenekler
bize, Meryem’in üç yaşına geldiğinde annesi Anna ve babası Yoahim
tarafından Tanrı’ya verdikleri söz üzerine tapınağa verildiğini
bildiriyor. En büyük Kahin Zekeriya onu takdis edip Kutsalların Kutsalı
denen tapınağa geçirir. Ve bu yere yalnızca, en büyük kahin olan kişi
yılda bir kez girer (Bağışlanma günü). Meryem tapınakta uzun yıllar
kalır. Tanrı, anne ve babasını bu dünyadan çağırdığı zaman, en kutsal
Bakire yetim kalır ve ölünceye kadar tapınaktan ayrılmak ve evlenmek
istemez. Bunun gerçekleşmesi Yasa’ya ve İsrail’in geleneklerine aykırı
olduğundan, Meryem on iki yaşına gelince Nasıra’dan akrabası olan Aziz
Yusuf’a emanet edilir. Nişanlı olarak yaşaması kabul edilir çünkü
böylece evlilik yaşına gelinceye dek bekaretini koruyarak yasanın
gereklerini yerine getirebilir. Buraya kadar Tanrı’nın Bakire Meryem’e
nasıl bir lütuf sunduğunu ve yaşayacağı o Kutsal olaya dek ne denli saf
bir şekilde koruduğunu görebiliriz.
Tanrı onu tertemiz saklamış ve
arındırmıştır çünkü o Tanrı Oğlu’na, Tanrı Söz’üne, Tanrı’nın insan
bedeni alarak dünyaya gelişine bir kapı olcaktır. Böyle Kutsal bir görev
içinde tertemiz olmalıdır. Günahtan uzak olmalıdır. Onun lekesizliğini
sağlayan tamamen Tanrı’nın lütfudur. Yani Bakire Meryem’in günahsız
oluşu tamamen Mesih İsa ile alakalıdr. Tanrı onu günahın lekesinden
kurtarmıştır çünkü Oğul onun rahminden insan doğasına erişecektir.
Kutsal olanın bulunacağı yerinde kutsanmış olması gerekirdi. Yani
Tanrı’nın lütfu Mesih İsa’nın bakirenin rahmine düşmeden önce onun
yaşamının pak kalmasını sağlamıştır. Bu nedenle nişanlısı olan Aziz
Yusuf, tıpkı İsraillilerin Antlaşma Sandığına saygıyla yaklaştıkları
gibi Bakire Meryem’e saygıyla yaklaşmıştır.
Kutsal
Yazılar’da da Bakire Meryem’in Kadınlar arasında en kutsal oluşundan ve
lütufla dolu oluşundan bahsedilir ve Kutsal Yazılar’daki bu bölümler
Meryem Ana’ya dair Ortodoks Kilisesinin temel doktrinini oluşturur. Ve
özellikle dikkat edilmesi gereken nokta ise Yeni Ahit’te bir çok yerde
Eski Ahit’ten alıntı yapılarak, Tanrı’nın tasarısının ilk insanlar olan
Adem ve Havva’nın günaha düşüşünden beri var olduğudur.
Luka
1:26-55: Melek Meryem’i “Ey Tanrı’nın lütfuna erişen kız” olarak
adlandırıyor ve Tanrı tarafından bu sözleri duymuş olan başka bir kadın
yoktur. Ve aynı bölümde Başmelek Cebrail Bakire Meryem’e Kutsal Ruh’tan
hamile kaldığı bildirildiğinde, o bunu büyük bir itaat ve
alçakgönüllülükle kabul eder. Havva’nın Tanrı’ya itaatsizliğine karşı
yeni Havva, Tanrı’nın buyruğuna büyük bir itaatle karşılık verir. Ve
böylece ilk insan Adem ile varolan günah yeni Adem olan İsa Mesih ile
yok olacaktır. Buda bize Tanrı’nın Bakire Meryem’e sunduğu lütfun ne
denli büyük olduğunu gösterir.
Tanrı
Meryem Annemize meleklere gösterdiği saygıdan fazla saygı göstermiştir.
“Bütün melekler, kurtuluşu miras alacaklara hizmet etmek için
gönderilen görevli ruhlar” (İbr.1:14) oysa Meryem Tanrı’nın Oğlunu
rahminde taşıdı, O’nu sütü ile besledi, O’nu kucağında barındırdı! Bu
denli saygıya layık başka insan veya melek var mı? Luka İncil’inde
yazılı olduğu gibi, “İsa bu sözleri söylerken kalabalığın içinden bir
kadın O`na, “Ne mutlu seni taşımış olan rahme, emzirmiş olan memelere!”
(Luka 11:27) Bu gerçekten Tanrı’nın insana sunabileceği eşsiz bir
lütuftur.
Icon from here |
Melek Meryem’e “Bak,
gebe kalıp bir oğul doğuracaksın, adını İsa koyacaksın. O büyük olacak,
kendisine “en yüce Olan’ın Oğlu’ denecek. Rab Tanrı O’na, atası
Davut’un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakup’un soyu üzerinde
egemenlik sürecek ve egemenliğinin sonu gelmeyecektir.”
dedi. Yani Meryem Tanrı’nın Oğlu’nun annesi! Bu lakabı yeryüzünde
taşıyan başka bir kadın var mı? Ki burada Oğulluk, Tanrı Söz’ünün beden
alarak dünyaya gelişini gösterir. Yani Meryem ana Tanrı-doğurandır. Aziz
İskenderiyeli Kiril Meryem ananın Tanrı-doğuran oluşu konusunda şöyle
der, “Kutsal Bakire’nin Tanrı-doğuran olarak çağırılıp
çağırılmayacağı konusunda bazılarının tamamen şüphe içerisinde
olduklarını duyarak hayretler içerisinde kalıyorum. Şayet RAB’bimiz
Mesih İsa gerçekten Tanrı ise O’nu doğuran nasıl Tanrı-doğuran olmaz.” Bu Tanrı tarafından sunulmuş eşsiz bir lütuftur.
Luka
İncil’indeki bir diğer olay ise, Vaftizci Yahya’nın Annesi, Meryem’den
daha yaşlı ve Aziz Öncü Yahya’ya gebe; hatta bir ruhani karısı olmasına
rağmen Bakire Meryem’in ziyaretinden şeref duyuyor ve “Nasıl oldu da
Rab’bimin annesi yanıma geldi?” diye haykırıyor! ilaveten Öncü Yahya
bile Meryem’in ziyareti nedeniyle annesinin rahminde coşuyor.( Bak,
selamının sesi kulaklarıma eriştiği an, çocuk rahmimde sevinçle
hopladı.) Bakire Meryem ile Elizabeth’in karşılaşmasında özellikle
dikkat edilmesi gereken nokta ise Elizabeth Meryem’i karşılarken “Nasıl
oldu da Rab’bim`in annesi yanıma geldi?” diye sorar, tıpkı Peygamber
Davut’un Antlaşma Sandığını karşıladığı zaman söylediği gibi, “RAB`bin
Sandığı nasıl olur da bana gelir?”. Antlaşma Sandığı içerisinde
Tanrı’nın 10 Emri’ni muhafaza etmekteydi ve Tanrı tarafından kutsal
kılınmıştı. Meryem anada aynı şekilde Yeni Antlaşma’nın Sandığıdır ve
rahminde Tanrı Söz’ü olan Mesih İsa’yı taşımıştır ve Tanrı tarafından
kutsal kılınmıştır (II.Samuel 6: 9, Luka 1:43). Ve bu karşılaşmada
Meryem annemizin kendisi, “İşte, bundan böyle tüm kuşaklar beni kutlu (
kutsal) sayacak” demiştir. Ve bu söz Kutsal Yazılar’da yer aldığına göre
Tanrı’nın onayını almış demektir.
Yine
Luka İncil’inde “İsa bu sözleri söylerken kalabalığın içinden bir kadın
O`na, “Ne mutlu seni taşımış olan rahme, emzirmiş olan memelere!” diye
seslendi. İsa, “Daha doğrusu, ne mutlu Tanrı`nın sözünü dinleyip
uygulayanlara!” dedi.” diye yazılıdr (Luka 11:27-28). Burada geçen “daha
doğrusu” kelimesi İncil’in yazıldığı dil olan Grekçe metinlerde
“doğrudur (μενουνγε)” olarak geçer. Yani ayet şöyle “Doğrudur, ne mutlu
Tanrı`nın sözünü dinleyip uygulayanlara!” Bu ayette bir çok insan Mesih
İsa’nın annesine değer vermediğini veya diğer insanlardan ayırmadığını
düşünüyor halbuki bunlar Meryem anayı yücelten ayetlerdir çünkü
Tanrı’nın isteğini itaatle ve alçakgönüllülükle ilk yerine getiren odur.
Tanrı Söz’ünü dineleyip uygulayan odur. O Azizlerin ilki ve tek lekesiz
olanıdır. Yani Kutsalların en Kutsalıdır. Mutluluğun ve sevincin en
büyüğünü yaşamış olan acılarında en büyüğünü yaşamıştır, Oğlu gözlerinin
önünde işkenceler görmüş ve çarmıha gerilmiştir. Ama o iman yolunda hep
ileriye gitmiştir. Elçiler arasında, insanların kurtuluşu için yaşamını
sürdürmüştür (Elç.İşl.1:14).
Eleştiri
konusu olan bir diğer ayet ise; Markos İncilinde, “İsa`nın çevresinde
oturan kalabalıktan bazıları, “Bak” dediler, “Annenle kardeşlerin
dışarıda, seni istiyorlar.” İsa buna karşılık onlara, “Kimdir annem ve
kardeşlerim?” dedi. Sonra çevresinde oturanlara bakıp şöyle dedi: “İşte
annem, işte kardeşlerim! Tanrı`nın isteğini kim yerine getirirse,
kardeşim, kızkardeşim ve annem odur.”(Markos 3:33-35) yer alan ayettir.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi öncelikle dikkat edilmesi gereken nokta,
Tanrı’nın eşsiz planı doğrultusunda ve Mesih’in gelişinde, Tanrı Söz’üne
ilk itaat eden elbette ki Meryem Ana’dır. O yüzden ayette Mesih İsa’nın
dediği gibi kıymetli olan Tanrı Söz’üne itaat eden kişidir ve
itaatkarların ilki Meryem Ana’dır. Ama bu ayette Kutsalların Kutsalı
annemizin dışında dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır ki, bu ayetin
asıl mesajını oluşturur. Kutsal Yazılar cümle cümle bağımsız
değerlendirilemez. Bir ayet okuduğumuzda bize Kutsal Kitap bütünlüğünde
anlamamız gerekeni anlatır. Aynı şekilde bu ayette ilk aklımıza gelen
ise Luka İncil’i 14:25-26’da yazılı olan “Kalabalık halk toplulukları
İsa`yla birlikte yol alıyordu. İsa dönüp onlara şöyle dedi:
“Biri bana
gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta
kendi canını bile gözden çıkarmazsa, öğrencim olamaz” veya Matta İncil’i
10:37’de “Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık
değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık
değildir” yazılı olan ayetlerdir. Mesih İsa dünya’da bulunduğu dönemde
bizlere kendi yaşamıyla bir imanlının nasıl olması gerektiğini
göstermiştir ve Kilise’nin temellerini atarken, insanların birlik
içerisinde, anne, baba, kardeş veya çocuk sevgisinden öte Kilise
bütünlüğü içerisinde kutsal olan sevgide birleşmeleri gerektiği ve
Tanrı’ya koşulsuz bir itattle bağlı olmaları gerektiğini öğretmiştir.
RAB’bin buyruğu açıktır, ““Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin,
çarmıhını yüklenip beni izlesin”(Matta 16:24). Tıpkı Kutsal Azizler
Yuhanna ve Yakup’un Mesih’in çağrısı ile babaları Zebedi’yi bırakarak
İsa Mesih’in peşinden gitmeleri gibi (Markos 1:20). Sonuç olarak bu ayet
çeşitli grupların söyledikleri gibi Kutsalların Kutsalı Meryem Ana’mızı
yeren ayet değil aksine RAB İsa Mesih’in buyruğunun insanlara yine bir
benzetme yolu ile açıklanması ve bu benzetme ilede Kutsal Annemizin
eşsiz itaatinin onurlandırıldığı bir ayettir.
Bütün
bu belirtilerden sonra biz günahkar insanlar nasıl olur da
Tanrı-doğurana saygımızı göstermeyiz? Ona Kutsalların Kutsalı diye
seslenmeyiz. Tanrı’nın pek çok yücelttiğini biz nasıl olurda övgüyle
anmayız. O Tanrı’ya eş değildir ama Azizler içerisinde en çok kutsanmış
olandır. Aziz Agustin Meryem anadan bahsederken şöyle der, “Meryem
Ana Kilise’nin bir parçasıdır. O, seçkin bir üyedir, diğerlerinden üstün
bir üyedir. Fakat, başın Mesih olduğu bedenin bir parçasıdır.”
Yaşamlarını
Tanrı’ya adamış RAB’bin tüm Kutsalları övgüye layıktır ve bu
Kutsalların ilki olan Kutsalların Kutsalı Meryem anada sürekli övgü ile
anılmalıdır. Öyleki kendisine Kutsal Ruh’tan hamile kalacağını bildiren
Başmelek Cebrail dahi yıllar sonra bir keşişe görünerek Meryem ananın
gerçekten övgüye değer olduğunu bildirmiş ve Aksion Estin isimli
ilahinin sözlerini keşişe yazdırmıştır.
“Yerindedir
seni övmek, her zaman övgüye layık , en temiz, Τanrι’mızın annesi. Sen
ki Heruvimlerden daha saygın ve Serafimlerden kıyaslanmaz ölçüde
yücesin, sen ki Tanrι’nın Sözünü eksiksiz doğurdun. Yüceltiriz seni
gerçek Tanrı-doğuran.” Amin!
“Gökte
büyük bir belirti göründü. Güneşi kuşanmış bir kadının ayaklarının
altında ay, başında on iki yıldızdan bir taç vardı.” (Vahiy 12:1)
Kutsalların Kutsalı Annemiz Meryem’in duaları daima yolumuzu aydınlatsın. Amin.
Hazırlayan: Pavlos Ulas ve A.Hristianidis
Tanrı-doğura’nın Bakireliği
Η αειπαρθενία της Θεοτόκου.
ortodokslartoplulugu.org
Kilise
babalarımızdan, Meryem’in, doğumdan önce, doğum anında ve doğumdan
sonra bakire olduğunu öğrendik. Ve aynı şekilde Rabbimiz Mesih’in
kardeşlerinin olmadığını. Ama yehova şahitleri bu gerçeği bozmaya
çalışıyor ve imanlıların yüreklerinde kuşku oluşturup imanlarını
sarsmaya çalışıyorlar ve kilise babalarımızdan aldığımız bu şerif
geleneği yerle bir etmek istiyorlar. Yehova şahitleri, imanlı insanlarla
ilk buluşmalarında, Meryem’in bakire olmadığını öne sürüp onun bu temiz
görüntüsünü bozmakla yetinmeyip, Mesih’in normal bir insan gibi
doğduğunu ( karı koca ilişkisi ) iddia etmeye çalışıyorlar. Ama kutsal
kitapta geçen bu ayeti hatırlayamamışlar galiba. Mesih’in doğumu şöyle
oldu. Annesi Meryem, Yusuf’la nişanlıydı. Ama birlikte olmalarından önce
Meryem’in Kutsal Ruh’tan gebe olduğu anlaşıldı. ( MATTA 1-18 )
Meryem’in gebeliği ilahi gebeliktir Kutsal Ruh’tandır, beşeri bir
ilişkiden değildir, çünkü Meryem Yusuf ile evlenmedi. Yehova
şahitlerinin sorunu, Mesih’in Tanrı olduğunu itiraf etmemeleridir. Bunun
için onun bu temiz resmini bozup, Meryem’in bakire olmadığını ve
Mesih’in kardeşlerinin de olduğunu iddia etmeye çalışıyorlar. Yehova
şahitlerinin bu çirkefçe iddiaları, bu iki ayete dayanır. ( 1 ) Ama
oğlunu doğuruncaya dek Yusuf ona dokunmadı ( MATTA 1-25 ). ( 2 )
Marangozun oğlu değil mi bu? Annesinin adı Meryem değil mi? Yakup,
Yusuf, Simon ve Yahuda onun kardeşleri değil mi? Kız kardeşlerinin hepsi
aramızda yaşamıyor mu? ( MATTA 13-55 )
Kutsal
kitabın yazıldığı asıl lisana göre konuşalım ( yunanca ) çünkü yehova
şahitleri yunanca lisanına dayanarak bunu iddia ediyorlar. Ama oğlunu
doğuruncaya dek Yusuf ona dokunmadı ( MATTA 1-25 ) Dokunmadı (bilmedi )
kelimesi, basit bir şekilde geçmiş zamanı anımsatır. ( eginosken )
ginosko fiilinden dir. Bu fiile göre Yusuf, Mesih”in doğumuna dek
Meryem’i tanımadığını ifade etmektedir. Ve bu ayet, Mesih’in doğumundan
sonra ne olduğunu bize açıklamamaktadır ve kutsal kitap açık ve doğru
olduğu için, Mesih’in doğumundan sonra onu tanıyıp tanımadığına dair bir
açıklama yapmamıştır. Ama birinci çocuk kelimesine bakalım, çünkü onlar
birinci çocuk yazdığına göre, Mesih’in kardeşlerinin de olduğunu iddia
ediyorlar. Cevabımız tabiî ki kutsal kitaptandır. Arapçadan gelen البكر
ve yunanca dilinde (prototokos) kelimesi ilk çocuk anlamına gelmektedir
ve ilk çocuk kelimesi ikinci çocuğun da olduğunu ifade etmez. Luka
incilindeki bu ayete dikkat edelim. Musa’nın yasasına göre arınma
günlerinin bitiminde Yusuf’la Meryem, çocuğu Rab’be adamak için
Yeruşaleme götürdüler. Nitekim Rab’bin yasasında ilk doğan her erkek
çocuk, Rab’be adanmış sayılacak diye yazılmıştır. ( LUKA 2-22 ) Mesih,
Eski Ahit’te Musa’ya verilen yasayı tamamlamaya gelmiştir. Rab Musa’ya,
bütün ilk doğanları bana adayın dedi. İsrailliler arasında insan olsun,
hayvan olsun her rahmin ilk ürünü bana aittir. ( MISIRDAN ÇIKIŞ 13-1 )
Evet ve Mesih için de aynen bu oldu, doğumundan 40 gün sonra Tanrı’ya takdim edildi.
O
zaman kilisemizin geleneği açıktır ve kutsal kitaba göre kurulmuştur ve
raporumuz ise Mesih”in kardeşlerinin olmadığı ve Meryem’in ebediyen
bakire olduğudur. Karnında taşıdığı Tanrı, onu sonsuza dek bakire olarak
korumuştur. Mesih’in Tanrı olduğunu anladığımızda, Meryem’in de bakire
olduğunu anlarız.
TERCÜME: PEDER DİMYANOS
Παναγία η Πισιδιώτισσα.
http://oodegr.co/tourkika/ikonalar/panayia_pisidiwtissa.htm
Pisidiya, Mesih İsa’nın ve havarilerinin yaşadığı dönemde bugünkü
Antalya, Isparta, Burdur illerinin tamamını, Konya ve Afyonkarahisar
illerininde bir bölümünü içine alan bir akdeniz bölgesidir.
Tanrı-doğuran Meryem ananın mucizeler tarafından yüceltilmiş ikonası
Pisidiya’da bir yerleşim yeri olan Sozopolis’de ortaya çıkmıştır.
Bugün Sozopolis, Isparta il sınırlarında bulunan Uluborlu ilçesidir.
Pisidya ikonasının kökeni hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. İlk
bilgi, İstanbul Patriği Germanos’un 7.Ekümenik Konsüle yazdığı
mektupta yer almaktadır. Aziz Germanos ikonadan “Tamamen temiz,
Bakire, Tanrı’nın Annesi’nin Pisidya – Sozopolis İkonası” diye
saygıyla bahsetmektedir ve ikonanın çok eski olduğundan, İkonada
Meryem Ana’nın ellerinden mür yağı geldiğinden bahsetmektedir.
İkonaya ait mucizeler 6. Yüzyıla kadar dayanmaktadır. Bu
mucizelerden biri peder Eustathios ile aynı zamanda yaşamış olan
Patrik Eutychius tarafından aktarılmıştır. Amasya’da çocukları ölü
doğmuş olan bir çift talihsiz olduklarına inanarak büyük üzüntüye
kapılırlar ve Patrik Eutychius’dan öğüt almak üzere yanına giderler.
Aziz Eutychius, Mesih İsa’nın Kutsal Çarmıh’ından gelen Kutsal
yağdan ve Tanrı’nın Annesi’nin ikonasından gelen mür yağından
sürerek bu çift için dua eder “RAB Mesih İsa’nın adıyla” ve çifte
“doğacak çocuğunuzun adını Petrus koyarsanız çocuk yaşayacak” der.
Çift patriğin yanından umutla dolmuş olarak ayrılır. Ve bir süre
sonra bu çiftin Petrus adında bir oğulları olur. Daha sonra ikinci
doğan oğullarınada Yuhanna adını verirler. O şehirde yaşayan
insanlar bu mucizeyi duyduklarında Tanrı’ya övgüler sunarlar.
Tanrı’nın Annesi’nin Pisidiya ikonasından yaklaşık 600 yıl boyunca
mür gelmiştir. Sykeoteli (Ankara’nın Beypazarı’na yakın Tahalı köyü
diye bilinmektedir) Aziz Theodor’un öğrencilerinden Eleusius’da buna
tanıklık etmiştir.
Bu tarihi ikonanın bir kopyasıda 1608 yılında Moskova Novospassky
Manastırında yapılmıştır. Tanrı’nın Annesi sol kolunda İlahi Bebek
ile tasvir edilmiştir. Sağ eli ise nimetler dağıtır.
Kutsal Tanrıdoğuran’ın Pisidya ikonası ve ona adanmış ezgiler
Bu makaleyi okumuşsanız, bunlar da ilginizi çekebilir
Το ιστορικό της Μονής Σουμελά
Μεταφρασμένο το "Αγνή Παρθένε"
Θεοτόκος ή Χριστοτόκος;
Απόσπασμα από το βιβλίο του Αλ.Σμέμαν "Για τους διψασμένους" Αφορά την τιμή στο πρόσωπο της Παναγίας
Η ζώνη της Παναγίας
Κοίμηση της Θεοτόκου
Μέγας Παρακλητικός Κανόνας της Παναγίας
Ο Ακάθιστος Ύμνος, ο Κανών του Ακαθίστου και το ιστορικό του Ύμνου (υπάρχει και σε βιβλιαράκι)
- 20 Mart Lindisfarne Piskoposu Mucize Yapıcı Aziz...
- Doğuş Bayramı sonrasındaki Pazar
- 14 Aralık. Kutsal Şehitler Thirsos, Lefkiyos, Ka...
- 18 Mart Mucize Yapıcı Aziz Ananiyas (Aninus)
- İlahiyatçı ve İman İkrarcısı, Şehit Peder ...
- Tamamen kutsal Tanrıdoğuranın Tapınağa Giriş...
- Direk Tepesinde Yaşayan Aziz Simeon
İKONALAR - MERYEM ANA
Türkçe dilinde Ortodokslukla ilgili metinler - Orthodoxy in Turkish - Ορθοδοξία στα τουρκικά
ŞEHİT AHMET - Two Turkish Saints
From Islam to Christianity: Saints in the Way to the Lihgt
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου